Geçmişinde Hitit, Frig, Pers, Asur, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı izlerini taşıyan Kapadokya'nın bir parçası olan Avanos da, en az 4000 yıl öncesine kadar uzanan tarihiyle yörede önemli bir yere sahiptir. 1967 yılında İtalyanların Topaklı Höyüğünde yaptıkları kazılardan elde edilen bulgulara göre; Avanos'un tarihinin Etiler'e kadar uzandığı söylenmektedir. Hititler, Medler, Frigler, Asurlular, Persler, Keltler, Kapadokya Krallığı, Bizanslılar, Selçuklular ve Osmanlılar muhtelif sürelerle Avanos tarihinin değişik evrelerinde yer almışlardır. Pek çok tarihçiye göre, Avanos'un ismi Hititler döneminde "Zuwinasa", Asurlular döneminde "Nenansa", Bizanslılar döneminde "Venessa", Selçuklular döneminde "Evenüz" dir.Osmanlı döneminde de "Uvenez, Evenez, Avanoz" olarak söylenirken, zamanla "Avanos"a dönüşmüştür. Avanos, Selçuklular döneminde Avanos ismine kaynaklık eden "Evenuz" kelimesinin ayrıştırılmasında "Evani", "kap, mutfakta kullanılan kaplar, kacaklar, mutfak eşyaları", "Evenüz" de çanak, çömlek yapan bir yer olduğuna göre "Evani-öz , Even-öz"yani kap yapan, çanak çömlek yapan kasaba anlamına gelmektedir.
Selçuklu dönemi, Avanos'un kuruluşuyla ilgili bilinen en yakın dönemdir. O döneme ait ilk ve en önemli eser, 1202 yılında dönemin sultanı Alaaddin Keykubat adına yaptırılan "AlaaddinCamii"dir. Zamanla bazı ilavelerin yapıldığı camii, 1956 yılında restore edilmiştir. Mescidin yapıldığı 1202 yılına kadar sadece 5-6 haneden oluşan küçük bir topluluk olan Avanos; Çağşak, At Deresi, Kuşçin, Damönü, Meleklik, Sarıkaya, Güvercinlik, Gövtepe, Ağdere, Biledor ve Kızılöz bölgesinden gelenlerin toplanmasıyla çoğalır ve büyür. Avanos'un ilk mahallesi böylece oluşur ve mahalleye, mescidi yaptıran çavuşun adı verilir (1249 Yılı). Bu, bugün "Alaaddin Mahallesi" olarak bilinen "Çavuş Mahallesi"dir.
1867'den 1877'e kadar ilçe olan Avanos, bu tarihte tekrar köy haline dönüştürülür. 1887'e kadar köy olarak devam ederken, anlatıldığına göre; bir araya gelen 5 Avanoslu ilçe merkezi olan Gülşehir'e giderek, maliyede muhafaza edilen sandığı (kasayı) kaçırıp, Avanos'a getirir. Durum, ilgililerce hemen saraya bildirilir. Fakat Sultan Abdülhamit'in yaverlerinden sarayda görevli Avanoslu Kurena Arif Bey'in devreye girmesiyle konu kapatılır ve böylece Avanos'a 1887'de ilçe olma hakkı tekrar verilmiş olur.
1888'de bir kaza olarak Kırşehir Vilayeti'ne bağlanan Avanos, Nevşehir'in 1954'te vilayet olması üzerine Nevşehir'e bağlanır. O tarihten bu yana, gelişen ve büyüyen Avanos, Kızılırmak’ın iki yakasına kurulmuş 13.533 nüfuslu, turistik bir ilçedir.
Pek çok film ve hikâyeye konu olan Kızılırmak, ilçeyi doğudan batıya tam, ortadan ikiye ayırır. Hititler dönemindeki ismi "Marassantia", Bizans döneminde ise "Halys"dir. Irmak, Avanos'un iki yakasını, ikisi çevre yolu, biri taş, diğeri asma olan dört köprü ile birbirine bağlar.
Taş köprü, Sultan Abdülhamit döneminde sarayda görevli Avanoslu Kurena Arif Bey'in katkılarıyla 1898 yılında yapımına başlanmış, 1900 yılında hizmete açılmıştır. Uzunluğu 151 m. olan taş köprünün yaya bölümü 1995 yılında tadilat görerek genişletilmiştir. Tahta köprü ise, 1973 yılında, 180 m. uzunluğunda, 2,30 m. eninde, sadece yaya yürüyüşüne uygun olacak şekilde ve demir ayaklar üstüne ahşaptan yapılmıştır. 1994'te onarım gören, Türkiye'nin 2. asma köprüsü olma iddiasındaki köprünün, özellikle Kızılırmak üstündeki bölümü hafif salıncak gibi sallanmasıyla, konuklarına keyifli dakikalar yaşatmaktadır.